top of page

Nasıl Vegan Oldun & Çok mu Zenginsin?

  • Yazarın fotoğrafı: Öykü Tekinli
    Öykü Tekinli
  • 17 Ara 2018
  • 3 dakikada okunur

ree

Neden Veganlık?


Neden veganlık değil, ya da neden bunca zamandır veganlık değildi? Sanırım önce düşünmemiz gereken soru bu. Kesin bir cevabı olmasa da bir çok cevabı var bu sorunun; bilgi eksikliğinden kaynaklı bilinçsizlik, yanlış bilgiler tarafından donatılmak ve de sadece görmek istediklerimizi görüp duymak istediklerimize kulak kabartmamız..


Veganlığın üstünde uzlaşmaya varılmış bir çok haklı nedeni olsa da ben biraz kendi yolumdan bahsedeceğim. Benim hikayem tam tersinden başlıyor aslında, bu konuda okumalar yapıp, bilinçlenip, araştırıp vegan olmadım. Bir sabah uyandım ve artık hayvansal ürün tüketmiyordum. Daha önce bu konu üstüne uzun uzadıya düşünmemiştim ama bende bir şeylerin ters gittiğinin farkındaydım, veganlığın öncesinde kısa bir vejetaryen dönemim oldu; yaklaşık bir ay boyunca et tüketmedim sebebi ise aldığım ölü hayvan enerjisinin manevi açıdan beni huzursuz hissettirmesiydi, bu da gerek sindirimini zorlaştırıyordu, gerekse beni gergin hissettiriyordu.


Et tüketmediğim dönemde sekonder hayvan ürünlerini (yumurta, süt, bal vb.) tüketmeye devam ediyordum. Haftada bir gün kahvaltıda tükettiğim yumurta ve süt de bir yerden sonra beni rahatsız etmeye başladı. Önce fiziksel etkilerden yakındım ben de birçoğu gibi, ''laktoz intoleransım'' var sanıp laktozsuz süt tükettim, karnımdaki şişkinlik artık yoktu belki ama hala tam yerine oturmayan bir şeyler vardı. Yumurtayı saatlerce hazmedemiyordum, yani kısacası etin vücuduma yaptığı tüm etkileri şimdi de süt ve yumurta yapmaya başlamıştı.


Tüm bunlar bir, bir buçuk ay gibi kısa bir süreçte yaşandı ve ben beslenme tarzımı kökten değiştirdim. Hem de veganlık hakkında yalan yanlış bilgilerle donatılmışken. Ben bu tarz değişimleri manevi ve radikal olarak adlandırıyorum. Bu değişimleri siz seçmezsiniz, onlar olması gerektiği zamanda bulur, sizin için doğru zamanda su yüzüne çıkmaya başlar. Sizi rahatsız eder içten içe, içinize dönüp bu sese kulak verdiğinizde de değişim başlamış demektir.

Çok mu Zenginsin?


ree

Çevremdeki insanlara vegan beslendiğimi söylediğimde birinden aldığım ilk tepki ''o kadar zengin misin?'' olmuştu. Çok trajikomik bir soru, bu konunun üstünde çok az düşünülse bile veganlığın navegan beslenmeden çok daha ucuza mal olduğu sonucuna varılabilir. Navegan beslenirken aldığım yarım kilo tavuğa 10-12 lira ödüyordum ve yaklaşık dört öğün çıkarıyordum. Aynı fiyata aldığım bir kilo yeşil mercimek ise haftalarca gidiyor. Yoğurt ve süt örneğine bakacak olursak, ben hayatıma yoğurt ve süt ikamesi almadım çünkü navegan beslenirken de olmazsa olmaz besinim değillerdi, şu an hiç ihtiyaç hissetmiyorum. Evde yulaf sütü ve badem sütü denemelerim oldu ancak bunları yapmakla uğraşacak kadar severek tüketmediğimi farkettim. Peynir ise gerçekten çok pahalı bir besin maddesi, ''iyi'' olanlarının kilosu kırmızı etle yarışıyor neredeyse. Vegan beslenirken tabaktan peynir çıkınca yerine gelen şey meyve sebze oluyor, porsiyonu en fazla iki üç lira olan şeyler. Sanırım en büyük lüksümüz sayılabilecek besinler kuru yemişler.Pahalı olduğu kadar da besleyici, pahalılığı da etle karşılaştırılamaz, bu yüzden sorun yok.


Neden İnsanlar Veganlığın ''Zengin İşi'' Olduğu Kanaatinde?




ree

Burada kitle kültürü kavramı devreye giriyor. Kitle iletişim araçları dolayımıyla insanların tüketim algısı ve alışkanlıkları değişmektedir. Dönem dönem popüler olan sözde ''süper besinler'' kitle iletişim araçlarıyla insanlara sunulmaktadır. Bunun en iyi örneklerinden biri goji berry'dir. Daha günümüze yakın örnekler ise chlorella, spirulina, beyaz kinoa, chia gibi tohumlardır. Bu gıdalar besleyici olmasına besleyici ancak sağlıklı ya da vegan beslenme, ''bu besinler olmazsa olmaz'' fikrinin insanların zihninde yer etmesi algı yönetimidir. Medyadaki kanaat önderleri tarafından sadece ''sağlıklı'' olduğu için son dönemde popüler olan smoothie bowllarının içinde tüketilen bu besinler, savunmasız, her türlü mesaja açık halde onları izleyen ''takipçilerine'' yanlış mesajlar verip, sağlıklı beslenmenin olmazsa olmazı kilit noktası haline gelmelerini sağlamaktadırlar. Buradaki sorun sadece bir iki besinle sağlıklı olunamayacağıdır, insanlar bunları tükettiğinde mucizevi bir sonuç beklemektedir. Oluşturulan bu yanlış algı biraz daha bilinçli olan insanlarda ise ''veganlığın ya da sağlıklı yaşamanın olmazsa olmazı besinler'' fikriyle kendini göstermektedir. Medya dolayımıyla var edilmiş bu sahte ihtiyaçlarla tüketicinin alışkanlıkları manipüle edilmektedir ve rıza oluşturulmaktadır. Temel sorun bu süper besinlerin metaya dönüşmesidir. Sağlıklı olabilir, ancak bu ürünleri kim ne için kullanıyor bu önemli bir ayrım. Bilinçli tüketicilerin kullanımıyla, medya okuryazarı olmayan bir kimsenin kullanım amacı aynı olmayacaktır. Tüm bu sorunlar birleşip vegan yaşam tarzını bu aralar revaçta olan bir diyet gibi göstermektedir. Zaten toplumca bilgimizin az olduğu bir konu hakkında böyle manipülasyonlarla, veganlık yüksek kültür ürünü olarak gösterilmektedir. İnsanlar bir ürün tükettiği zaman aynı anda bir ideoloji, fikir de tüketmektedir. İnsanların gerçekte tüketim nesnelerini tüketmekten çok, özledikleri ama ulaşamadıkları yaşam biçimlerini de tüketmektedir. Eğer amacı kendi içinde olan bir eylem olarak yani meta haline getirmeden bu ürünleri tüketiyorsak amenna, ancak onlara farklı anlamlar yüklüyorsak ortada kitle toplumu bireyi olmak gibi bir sorun var demektir.



Kaynaklar:


Dikici, Erkan. ''Tüketim Algısındaki Değişim: Kitle İletişim Araçları ve Tüketim İlişkisi.''. Journals of Social Sciences and Humanities. 2017:58-85.





 
 
 

Yorumlar


bottom of page